Skip to content

Meryem anne ve Fahişe anne

genç adam, her gün okula giderken, bir kadınla karşılaşır, adı sylvie'dir. sylvie asil bir kadındır, yolda karşılaşıp öylece tanışılacak biri değildir, haftalarca ona açılmayı bekler, bu an, doğru an olmalıdır. ve sonunda onunla tanışır... tanıştığı günün ertesi gününde tekrar onu görmek ister, bu sefer kahve için sözleşecektir. ancak sylvie gelmez. günler birbirini kovalar bir türlü denk gelmez. öğle aralarında, onu aramaya koyulur, pazarları gezer, dolaşır... sonunda da bir fırın dükkanına girer. oradan her gün kurabiye almaya başlar. fırın dükkanında da jaq çalışmaktadır. jaq, genç, alt kademeden bir kadındır ve adama ilgisi vardır. adam bunu fark eder ve bunu düşünmesine bile katlanamaz, öyle ki sylvie'nin yokluğunun intikamını bile ondan almak ister... günler devam eder. her gün aldığı kurabiye, çörek miktarı artar. artık yoğun bir açlıkla çöreklere saldırır ve bir gün jaq'e de ısmarlar, ona yaklaşır. bir akşam buluşmayı teklif eder, onunla eğlenecektir, buluşmak için sözleşirler.

ve buluşacakları gün, sylvie ile karşılaşırlar. syvlie sakatlanmıştır ve haftalardır evdedir.

jaq'e açıklama bile yapmadan sylvie ile buluşur ve onunla kahve içmeye çıkar. kendince zaten ahlaklı olan budur.

ve syvlie ile 6 ay içinde evlenir.

...

jaq daha önce de yazdığım gibi yosma anneyi, sylvie ise meryem anneyi temsil ediyordu. jaq'le yatacak, gönül eğlendirecek, meryem annenin intikamını alacak, arzulayacak ancak onunla evlenmeyecekti. ancak sylvie evlenmeye layık biriydi. yolda öylece tanışılacak bir kadın da değildi, onu, jaq gibi köşeye sıkıştıramaz, omuzlarından duvara dayayamaz, öylece sokakta okşayamazdı.

bunların dışında adamın açlığı her geçen gün yediği kurabiyelerle imgelenmişti. kurabiye jaq'le arasındaki üçüncüydü, bir ayak fetiştinin ayakla uyarılması gibi, o da kurabiye ile bu ilişkiyi sürdürüyor adeta kurabiye aracılığı ile sevişiyordu. burada bedensel ilişkide bir yer değiştirme vardı.
cinselliği de saldırgan bir yerdendi. ayartıcı ve yok edici. ölüm ve yaşamın, libido ve agresyonun bir arada olması gibi. dişi peygamber devesinin, erkeğini kışkırttıktan sonra onu yemesi gibi.

film: la boulangère de monceau, 1963