Skip to content

Anneler ve kızları

kız çocuğu babasını arzularken annesini taklit ederek, onu büyük bir ilgiyle dinleyerek kadın olmayı öğrenir. annesi ne derse doğrudur çünkü babasının/arzusunun sahibi olmayı başarmıştır.

ancak anne de, kızını kendi arzusuna daha doğrusu kendi bildiğine göre şekillendirir. annelerin, olmasını istediği çocukları, özellikle kızları vardır.
benim uslu kızım der, kız dediğin iyi ev işi yapar der, kadın dediğin namusludur der, kadın dediğin şen şakrak olur der, kadın dediğin ağırbaşlıdır der... der de der... böyle de büyütür. kız çocuğunun sürdüğü veya sürmediği ojede bile annenin etkisi vardır.
kadınlık anneden öğrenilmiştir ve annenin ideal kadın tanımı olmak zorundayızdır zira aksi halde sevilmez, babamız tarafından seçilmeyiz...
aksi halde sevilmeye layık olmayan, erkeklerin seçmeyeceği biri olduğumuza inanırız. bu yönde de seçimler yaparız, bilinçdışı buna iter. annemiz kadınlığı anlatırken, iyi erkek seçimini de anlatır. efendi erkek, eğlenceli erkek, iyi baba... bunların hangisi ideal erkektir buna göre büyütür. kadın, annenin istediği şekilde olursa, yine annenin öğrettiği ideal erkeğe ancak o zaman sahip olur. ama annenin ideal kadını olunmazsa pis, kötü erkekler hak edilir... bu da hayat boyu çile demektir.

ancak kadın için bir yandan da kendi arzusu, kendi istediği vardır. belki süslü olmak, belki ağırbaşlı biri olmak, belki eğlenceli olmak kadının arzusu değildir. ama bunları yapmak, böyle biri olmak da suçlu hissettirir çünkü annenin gözünden düşecek kadınlık hareketleri onu korkutur. bir tarafta olmak istenilen ama iyi olmadığına ikna olmuş bir kadınlık, bir tarafta annenin arzusu olmaya gösterilen büyük çaba... ikisi de değilim hissi. ya da benim isteğim hangisi soruları.
doğru kadınlık nedir? ben bunun neresindeyim? gibi...

bu yüzden annenin mutsuzluğu kızının mutsuzluğu olur, çünkü anne de kendi annesinin kadınıdır.

arzu kimindir? elbette hiçbir zaman kurtulmayacağımız başkanın arzusudur. ama bizi de yoklayan kendi arzumuz vardır, tabii kendi arzumuzu kendi arzumuz kılan nedir paradoksu da başka bir muamma. yani kendi arzumuz derken bu neye dair bir arzu, gerçekten kendi arzumuz mu bu da başka bir paylaşımın konusu...

film: autumn sonata, 1978.