bildiği varsayılan özne’ler/ büyük başkalar
terapide böyle bir kavram var; analizan; analistinin ona dair her şeyi bildiğini düşünür. ona dair her kararı verebilecek, doğru seçimi yaptıracak, kendisine bir yön tayin edecek güçlü bir varlıktır. geleceği bilir, geçmişi bilir, kendisinin göremediğini görür ama söylemez, zira kural böyledir… bu bir yanılgı daha doğrusu bir aktarım süreci. terapist bir şeyler seziyor, bir formülasyona oturtuyor olsa da analizanın yerine analizi yapmıyor ya da onun geleceğini, seçimlerini öngörmüyor… gelecek hepimiz için belirsiz, sürprize açık, en nihayetinde bilinmez. analist, iyi analiz yapılmasına alan açıyor ve bir "bakış" olarak orada bulunuyor.
bu biraz tanıdık; aslında annemizin, babamızın da bizim için her şeyi bildiğine inanırız. kötü derlerse kötü, iyi derlerse iyi olur; atlet giymediğin için, soğuk su içtiğin için hasta olacaksın söyleminden sonra gerçekten hasta olmak gibi. telkin biraz da. sanki büyük bir güç var da görebiliyorlar en basit şeyleri. elbette bilimsel açıdan üşümek, terlemek, hastalanmak basit bir neden-sonuç bağlamına oturtulabilir. ama neden ‘’anne’’ öznesi dedikten sonra oluyor ve bir çocuğun içine ‘’annem dediği için oldu’’ hissi 50 yaşındayken de bir inanç gibi yerleşiyor? işte şunu bunu yapmazsan başına bu gelir, böyle bir kadını/adamı seçmezsen evliliğin yolunda gitmez… şüphe düşüyor işte. o bildiği varsayılan öznenin söylediği şey gerçekten de geleceği tayin ediyor sanki ve bu sefer tek yaşam gayesi birilerini ikna etmek ve ‘’içini ferahlatmak’’ oluyor. yoksa sonu felaket… yoksa hastalık, ölüm… bildiği varsayılan kişinin-aslında büyük başkanın- sözünün dışına çıkarsan ölürsün! oysa herkes için bilinmez. kimsede de o tanrısal güç yok… terapide de böyle. terapistin bu bilen ve tanrısal konumu sorgulanmaya başlandığında iyileşme adımları atılmış oluyor… bu bilinçli yapılan bir şey değil, öncelikle o konumun analiz için oluşması, bunun dile gelmesi, aktarımın konuşulması, üzerine düşünülmesi ve konumun sorgulanması gerekiyor; pek tabii birçok kez.
kimse kimsenin yerine bir şeyleri daha iyi bilemiyor… kimse sizin adınıza seçemiyor; kimsenin sizin adınıza ölemeyeceği gibi.