kaygı… aniden insanın karnında beliren tariflenebilir ama her defasında asla geçmez sanılan o his. saniyeler içinde tüm vücudu sarar, kalp ritmi, nefes alıp vermeler değişir, binlerce felaket senaryosu insanın tüm zihnini sarar… bazen beyinde uyuşma gibi olur, sanki birisi tüm damarları sıkıyordur, kanın akışı hissedilir ve o kan yakar sanki beyindeki her hücreyi… sanki ilk kez böyle yaşamışızdır, o an mutlu anların yası tutulur sanki bir daha o gün gelmeyecek gibi… sanki artık ömür böyle geçecek gibi.
bazen yok olmak istenilir, bazen hiçlikte kaybolmak… ceviz kabuğunun içine sıkışmak gibi tarif edilir bazen; insan içinde şişer de şişer... çıkacak bir delik bulamaz. sanki kurtuluşu yoktur da boğularak ölmeye mahkumdur.
en yakınlar aranır bazen… eğer en yakındaki bunu yaşatmıyorsa.
aranan çoğu zaman annedir. kollarına atılmak, sakinleştirilmek istenir… annedir nihayetinde ve bebekten farksızdır kişi o an, henüz günlükken öğrendiği sakinleştirilme biçimini artık koca insan olduğunda da arar fark etmeden. ya da bakım veren herhangi birinden.
bunlar genelde dakikalar içinde olur, elbette geçecektir ama öyle büyüktür ki yaşattığı, böylece ölüvereceğinden korkar.
ve kaygı konuşulmaya başlanır. kaygı her zaman ölümle ilgilidir; ölümün kaygısıyla. adına yalnızlık da desek, tek başınalık, özgürlük, sorumluluk, zorunluluk… ne olursa olsun yolun sonu ölüme çıkar.
ölümlü olduğumuzu ve bunun kocaman bir belirsizlik olduğunu bildiğimiz için tahammül edemeyiz çoğu şeye. sanki her şey ölümün tezahürüdür. nesnesi bilinmeyen şeye verilen duygu olarak tanımlanan kaygı ne kadar da ölümü hatırlatır; ölümlülüğü bilmek ama ölümü bilmemek.
örneğin; kapalı yerde kalma korkusu; asansör korkusu. betimlettikçe çıkan tabut korkusu. ölüm korkusu.
biriktiricilik; ölüme karşı bir direniş, hiç ölmeyecek gibi muhafaza etme, ayrışamama.
ayrılık kaygıları, sevileni kaybetme korkusu, aşk, tüm patolojiler…, obsesyonların ‘’ölü gibi yaşam’’ olması; kontrol; belirsizliği kontrol, ölümü kontrol…
fobiler; ölmeye verilen tepkidir, panik atak öleceğim korkusudur.
geliştiricidir de bu kaygı
sanat; üretilen her şey… bugünü anlamlı kılmak için yapılan her seçim; ölüm kaygısının sonucu.